top of page

Deprem Sonrası Görülen Hastalıklar

  • Yazarın fotoğrafı: inPharma Dergi
    inPharma Dergi
  • 10 Mar 2023
  • 7 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 14 Eyl 2023

Bildiğiniz üzere ülkemiz 6 Şubat tarihinden beri deprem felaketinin içerisinde. Yıkımların getirdiği kayıplar her geçen gün artarken çadırlarda verilen yaşam savaşı giderek zorlaşıyor. Bu süreçte deprem bölgelerinde gerek hijyen koşullarının sağlanamaması gerekse yaralanmalar sebebiyle çeşitli hastalıkların arttığını gözlemliyoruz. Bu yazımızda artan ya da artma riski olan hastalıkların sebepleri, tedavileri ve önlenme yöntemlerinden bahsedeceğiz.


1-Uyuz Hastalığı (Skabiyez)


Hekim Giovan Cosimo Bonomo ve eczacı Diacinto Cestoni uyuz hakkında yaptıkları çalışmalar sonucunda akar ısırıkları ile cilt lezyonları arasındaki bağı ilişkilendirmişlerdir. Böylece uyuz (skabiyez), mikroorganizma kaynaklı olduğu fark edilen ilk hastalık olmuştur. “Skabiyez etkeni, Sarcoptes scabiei var. hominis, artropod sınıfından mikroskobik bir akar olup her yaş, cinsiyet, coğrafya ve kültürden insanı etkileyebilen ve insandan insana deri-deri veya giysi, çarşaf gibi eşyalarla temas yoluyla bulaşan bir ektoparazittir.” (Akgöl ve Köroğlu,2022)


Skabiyez Tedavisinde Kullanılan Topikal İlaçlar: Permetrin %5 krem, (Baştan ayak ucuna kadar uygulanıp 8-12 saat sonra yıkanmalı. Tedavi 7-14 gün sonra tekrarlanmalıdır.) Benzil benzoat %10-25 losyon (Günde bir defa gece uygulanacak, ardışık 2 gün süreyle sürülmeli ve 7 gün sonra tekrarlanmalıdır.)


Alternatif Tedaviler: %0.5 Akuöz solüsyon , İvermektin %1 losyon, İvermektin tablet, Kükürt %6-33 krem ve piretrin kombinasyonlarıdır. Piretin kombinasyonları, permetrin %5 krem kadar etkilidirler. İvermektin (ağızdan), 200 μg/kg, 1, 2 ve 8. günlerde. Ağır olgularda ek ivermektin tedavisi 9 ve 15. günlerde veya 9, 15, 22 ve 29. günlerde verilebilir.


Korunma Amaçlı Alınacak Önlemler: Skabiyezli kişilerin tedaviden önceki 3 gün içinde temas ettiği tüm giysiler, havlu ve nevresim gibi kişisel eşyalar makinede sıcak suyla (60 derecede en az 10 dakika) yıkanmalı veya kuru temizlemeye verilmelidir. Ütülenebilen ürünler ütülenmelidir. Yıkanamayacaklar kapalı bir plastik torba içinde 3-7 gün kadar ağzı kapatılarak dezenfekte edilmelidir. Mümkünse tedavinin 24 saati bitene kadar ortak tuvalet kullanılmamalıdır. Kurumsal salgınlara hızlı müdahale önemlidir. Krutlu skabiyezde ortam elektrikli süpürge ile temizlenmelidir. Tedavi sonrası 2-4 hafta sonra akarlara karşı gelişen alerjik yanıt nedeniyle kaşıntı görülebilir. Tedavi verilen hastalar 2 hafta sonra çağrılarak kontrol edilmelidir.


2-Bit



Bit, besinini insan kanından alan kanatsız bir böcek türüdür. Uyuz böceği gibi bir ektoparazittir. Genel olarak baş biti (Pediculus humanus capitis), vücut biti (Pediculus humanus corporis) ve kasık biti (Phthirus pubis) olmak üzere 3’e ayrılır. Ayrıca bit yumurtasına sirke denmektedir. Bit, zıplayamayan ve uçamayan bir canlı olduğu için yayılımı yakın temas ve ortak eşya kullanımı ile gerçekleşmektedir; hayvandan insana ya da insandan hayvana bulaşmaz. Bitin ısırmasından kaynaklı şiddetli kaşıntı oluşur. Isırma ve kaşıma eylemi sonucu alan, enfeksiyona açık hale gelmektedir.


Yaşadığımız olağanüstü durumda hastalığın önlenmesi en az tedavisi kadar önemlidir. Suya ulaşımın kısıtlı olduğunu düşünürsek bit kovucu spreyler eczanelerden temin edilebilir.


Tedavide temel prensip biti felç etmek üzerinedir. İlk tercih %1 permetrin içeren losyon ve şampuanlardır. Lindan ya da piretrin içeren şampuanlar kullanılabileceği gib ivermektin ya da benzil alkol içeren losyonlar da kullanılabilir. Ürün saçta 10 dakika bekletildikten sonra sık dişli bir tarakla taranır. Bu yapılan uygulamalar sirkelere karşı etkisiz kalacağından yumurtanın çatlama süresi kadar bekledikten sonra (7-10 gün) tedavi tekrarlanır. Sirkeler için ayrıca 1/1 oranında sulandırılmış sirke uygulaması önerilmektedir.


3-Tetanoz


Clostridium tetani bakterisinin enfeksiyonuyla sonuçlanan tablo “tetanos” bir diğer adıyla “kazıklı humma” olarak adlandırılır. Bu bakteri başlıca toprakta olmak üzere, oksijensiz, tozlu, dışkı ile kontamine sularda ve hayvanların sindirim sistemlerinde dahi kendine yer bulabilmektedir.



Enfeksiyon sonucu oluşan klinik tabloda durum sinir sistemi harabiyetinden, kas kasılmalarına (özellikle baş boyun bölgesi kaslarında) ve ileri durumlarda solunum sistemi depresyonu sonucu ölümle sonuçlanan olgulara kadar gidebilir. Tetanozda insandan insana bulaş olmaması, durumun biraz daha kontrol edilebilir olmasını sağlamaktadır fakat olağanüstü haller işlerin çığırından çıkması için çok uygun olabilir. Deprem felaketi sonrası sağlık birimlerince öncelik haline gelen konulardan biri de tetanoz aşıları oldu. Tetanoz aşısı, profilaktik olarak yani bulaş öncesi koruma amaçlı yapılması gereken bir bağışıklama çalışmasıdır. Sahada aktif olarak çalışan kurtarma ekiplerinin bu şekilde aşılanması ile girdikleri ortamdan direkt ya da kontamine demir, çivi gibi unsurlarla enfekte olmaları önlenmeye çalışılır. Enfeksiyondan korunamayan hastalar içinse öncelikle hayati fonksiyonların (özellikle solunum ve kan basıncı) optimizasyonu sağlanır. Daha sonra antibiyotik, antioksidan ve immünglobulin tedavisi ile hasta toksinden en kısa sürede arındırılmaya çalışılır.


4-Akut Üst Solunum Yolları Hastalıkları


Akut üst solunum yolları hastalıkları (ÜSYE); burun, farinks (yutak) ve paranazal sinüslerde oluşan enfeksiyonlardır. Özellikle çocukluk çağlarında tehlikeli olabilmektedir. Soğuk algınlığı olarak bilinen bu hastalıklar sonbahar ve kış aylarında daha sık görülür. Rinit (nezle), grip, orta kulak iltihabı (otit), sinüzit, farenjit, tonsilit gibi hastalıklar ÜSYE’ ye örnek olarak verilebilir.


200’den fazla virüs üst solunum yolları hastalıklarına sebep olmaktadır. Bunlara örnek olarak gribe sebep olan influenza virüsü verilebilir. Hastalıklar, hasta kişinin hapşırması ve öksürmesi ile damlacıkların hava yoluyla diğer kişilere yayılması veya hastalarla ortak objelerin kullanılması sonucu bulaşabilmektedir. Hastalıklarda burun akıntısı, boğaz ağrısı, ateş ve öksürük gibi semptomlar görülmektedir. Tedavilerin temelinde semptomları iyileştirmek vardır. Örneğin ateş düşürücü ve ağrı kesici olarak etkin maddesi parasetamol, ibuprofen olan ilaçlar kullanılabilir. Burun tıkanıklığı için serum fizyolojik ve burun damlaları kullanılabilir. Bunlara ek olarak destekleyici tedaviler de uygulanmaktadır. Destekleyici tedavi olarak vitamin takviyesi yapılabilir ve tıbbi çaylar tüketilebilir. Bu süreçte bol sıvı tüketmek ve dinlenmek de gereklidir.


Soğuk havalar sebebiyle kişinin bağışıklığının zayıflaması hastalıklar için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Deprem bölgesinde depremzedelerin uzun süre soğuğa maruz kalmaları, besinlere ve suya ulaşımlarının zor olması, koşulların dinlenmeye uygun olmaması ve toplu olarak belirli alanlarda bulunmaları bu hastalıkların yayılmasıyla birlikte vücutta gelişmesinde önemli rol oynamaktadır.


5-Crush Sendromu


Crush kelime olarak ezilme anlamına gelir. Ezilme sendromu kas travmasına bağlı rabdomiyoliz sonrasında ortaya çıkar. Ezilme sendromu veya travmatik rabdomiyoliz, tedavi edilmediği takdirde akut böbrek yetmezliği ve şoka yol açabilen yaralı kasın klinik etkilerini ifade eder. Bu durum, en sık uyluk veya baldır gibi önemli kas kütlesinde basınç kaynaklı yaralanmaya maruz kalan kişilerde görülür. Kas hasarı, doğrudan kas yaralanması, kas iskemisi ve miyoglobin salınımı ile hücre ölümünün bir kombinasyonudur. Rabdomiyoliz metabolik asidoz, hiperkalemi, hipokalsemi ve yayılmış intravasküler pıhtılaşmaya yol açabilir.



Resüsitasyon (solunumu veya kan dolaşımı durmuş kişiye dışarıdan yapılan müdahaleler) sırasında erken intravenöz sıvı tedavisine başlamak, rabdomiyoliz hastalarında böbrekleri korumak ve böbrek yetmezliğini önlemek için kritik öneme sahiptir. Miyoglobine bağlı böbrek yetmezliği, intravasküler sıvı genişlemesi, intravenöz bikarbonat uygulamasıyla idrarın alkalileştirilmesi ve ozmotik diürez ile önlenebilir.


Kompartman sendromu olarak bilinen fasya (kas ve iç organları saran veya bağlayan bağ doku) ile sarılı olan kas ve sinir gruplarında basıncın artmasına bağlı kanlanma bozukluğu yaşanan ve acil cerrahi müdahale gerektiren durum da ezilme sendromu içerisinde görülebilmektedir.


6-Kontamine Gıda ve Su Kaynaklı Diyare


Doğal afetler sonrası en sık ortaya çıkan salgın hastalıkların diyare ve solunum yolu hastalıkları olduğu belirtilmiştir. Patofizyolojik olarak diyare, ince bağırsaklardan su ve elektrolitlerin geçişindeki bozukluğun bir sonucudur. Bu bozukluk sonucunda karşılaşılabilecek riskler ise dehidratasyon, asit-baz dengesinin bozulması ve malnütrisyondur. Alt yapı sistemlerinin hasar görmesi bunun sonucunda kanalizasyon suyu ve yeraltı sularının şebeke suyuna karışması nedeniyle deprem gibi doğal afetlerde sağlıklı içme suyu elde edilememesi, bulaşıcı hastalıkların gelişimine zemin hazırlamaktadır. İnsanların afet sonrası kamplara tahliyesi enfeksiyon hastalıklarına eğilim yaratmaktadır. Bu kamplardaki insan yoğunluğu ve sağlıksız olabilen hijyen şartları, hem fekal-oral hem de hava yolu ile bulaşabilecek hastalıklar için uygun ortam oluşturmaktadır. Tüm bu hijyen yetersizlikleri, altyapı hasarı sonucunda kontamine olan şebeke suyu gibi etkenlerle patojen mikroorganizmalara maruziyet, afet bölgesinde diyare salgınını beraberinde getirebilmektedir.


Norovirüs

Diyareden korunmada en önemli noktalardan biri temiz sudur. Daha hassas grubu oluşturan bebeklere verilecek su, öncelikle kaynatılmalı ve ardından soğutulmalıdır. Yiyecek hazırlamadan önce kontamine olmamış su ile ellerin yıkanması; kolay bozulan besinlerin soğutucuda tutulması; yiyecek, içecek ve kapların sinek ve kemiricilerin temasından korunması; pişirme, servis ve saklama gereçlerinin temizliğine özen gösterilmesi, her besinin özelliğine göre mikroplardan arındırılacak şekilde pişirilmesi gibi besin hijyen kurallarına uyulması diyareden korunmada temel koşullardır. Diyare durumunda ise en iyi besin yoğurttur. Yoğurt evde yapılıyorsa, mayalanmanın bitiminde soğutucuda bir gün bekletildikten sonra kullanılır. Dışarıdan alınan yoğurdun yüzey kısmı ayrıldıktan sonra kullanılır. Yoğurt kaynamış-soğumuş su ve az tuz ile ayran olarak verildiği gibi kaynatıldıktan sonra süzülmüş pirinç suyu ve az tuzla karıştırılarak da kullanılır. Ek besinlere alışmış çocuklarla yetişkinlerde pirinç iyice pişirildikten sonra yoğurt ve tuzla karıştırılarak kullanılır. Havuç, patates potasyumdan zengin olduğundan diyarede kullanılan en iyi sebzelerdir. Havuç iyice yıkandıktan ve kazındıktan sonra pişirilip ezilerek tuz eklendikten sonra yenir. Meyve sularında şeftali suyu, ekşi elma suyu uygundur. Muz da potasyumdan zengin olduğundan beslenmede önerilir.


7-Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)



“Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB); travmatik yaşantı sonrasında oluşan yeniden yaşantılama, kaçınma, aşırı uyarılmışlık durumu gibi semptomlarla tanımlanır. Bazıları savaş, suç, kaza veya doğal afet gibi yoğun travmatik olaylardan sonra gelişebilir. Oluşan semptomlar bir aydan fazla sürdüğünde, kişinin günlük yaşamında işlev kayıpları oluştuğunda bireye TSSB tanısı konur.” (Kazdin, 2000)


TSSB’de iyileşme için ilk adım güvenliği ve stabilize olmayı sağlamaktır. Sosyal destekle birlikte inşa edilen güvenlik alanı bireyin kendini düzenleyebilmesi için kaynak görevi görür. Sakinleşmeyi, travmaya verilen tepkileri düzenleyebilmeyi hedefler. Bu aşamadan sonra hatırlayabilme ve yas tutabilme sürecine geçilir. Bu süreç, entegrasyon sürecinin başlayabilmesi için gereklidir. Son olarak; bireyin kendini tekrar inşa etmesine, deneyimini anlamlandırmasına ve yaşamda yeni bir bakış açısı oluşturmasına odaklanma sürecidir. Tedavinin bu aşamasında travmatik yaşantı artık kişinin tüm yaşamını kapsamaz, yaşamda bir öyküsü halini gelir.


Eczacılar, depremin yaşandığı ilk günden bu yana gönüllülük esasıyla bölgede 7/24 eczacılık hizmeti sunuyor, vatandaşlarımızın hiçbir ücret ödemeden ilaca ve tıbbi malzemeye erişimini sağlamak için fedakârca çaba harcıyor. Sağlık sisteminin kilit taşı olan eczacılar; ihtiyaç duyulan her anda, hiçbir beklenti içinde olmaksızın sadece mesleki sorumlulukla vatandaşlarımızın yanında oldu ve olmaya devam ediyor.


Büyük bir çaba ve özveri ile göreve koşan, halkın yaralarını sarmaya çalışan meslektaşlarımızla gurur duyuyor, hepsine sonsuz teşekkür ediyoruz.


Bilimin ışığında kurulacak yarınlarda bu felaketlerin önlenebileceğini biliyor, bir daha böyle büyük acılar yaşamamayı temenni ediyoruz.


Hazırlayan: inPharma Dergi Ekibi


Kaynakça


Acıbadem Web ve Yayın Kurulu, (2021, Eylül), Üst Solunum Yolları. https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/ust-solunum-yolu-hastaliklari/


Akdur, R., (2000, Temmuz), Deprem Yönetimi ve Depremde Sağlık Konu ve Amaçları, Sağlık ve Toplum.


Akgöl, J. & Köroğlu, A., (2022), UYUZ HASTALIĞI (SKABİYES), TEDAVİSİ VE UYUZ HASTALIĞI TEDAVİSİNDE KULLANILAN BİTKİLER, Journal of Faculty of Pharmacy of Ankara University, 46 (2), 600-618, DOI: 10.33483/jfpau.1085681


Akşit S., (2002), Akut Solunum Yolları Enfeksiyonları, Türk Tabipleri Birliği. https://www.ttb.org.tr/STED/sted0402/akut.pdf


Aşı Portalı. (2018). Erişim tarihi: 6 Mart 2023 https://asi.saglik.gov.tr/


ATLS® Advanced Trauma Life Support Student Course Manual (10th Edition), (2018).


Beslenme ve Diyet Dergisi/ J. Nutr. and Diet, (1993), 22 (1): 5-14.


Coşkun, A.G., Demircioğlu, A., Temelli, S., Eyigör, A., (2021), Gıda ve su kaynaklı önemli viral enfeksiyonların güncel durumu ve korunma stratejileri, Food and Health, 7(3), 227-241. https://doi.org/10.3153/FH21024


Çalangu, S., (t.y.), Deprem ve infeksiyon, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği. https://www.tihud.org.tr/uploads/content/kongre/3/3.35.pdf


Çetin, B. Ş., (2017), Uyuz Hastalığına Yaklaşım (Güncel Kılavuz Değerlendirmesi), Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Derneği, 11(2): 107-109.


Gunning, K., Kiraly, B., Pippitt, K., (2019, Mayıs), Lice and Scabies: Treatment Update, American Family Physician, 99(10).


Hasöksüz, M., (2008), Su ve gıda kaynaklı virüsler, Gıda Güvenliği.


Karakoç F., (2022, Mayıs), Üst Solunum Yolları Enfeksiyonları. https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/ust-solunum-yolu-enfeksiyonlari


Kazdin, A. E., (2000), Encyclopedia of Psychology: 8-Volume Set (1st ed.).


Muratoğlu, K., Çetin, Ö., Çolak, H., (2015), Besin Kaynaklı Hastalıkların Epidemiyolojisi, Türkiye Klinikleri J Food Hyg Technol-Special Topics, 1(3):1-8.


Soyer, A., İşletme Sanitasyonu: Gıda Kaynaklı Tehlikeler, [Powerpoint slaytı]. Erişim adresi: https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/127477/mod_resource/content/0/GDM403%20G%C4%B1da%20kaynakl%C4%B1%20tehlikeler.pdf


Türk Tabipleri Birliği. (2023). Erişim tarihi: 6 Mart 2023 https://www.ttb.org.tr/


Uzunoğlu E., (2020, Ekim), Çocuklarda Bit ve Bitlenme, Bebek Hastanesi.


Comentários


©2020, inPharma Dergi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page